Trabzon’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı dolayısıyla 1 Mayıs bileşenleriyle birlikte kalabalığa hitaben bir konuşma yapan Türk-İş Trabzon İl Temsilcisi ve Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Sekreteri Gökhan Gedikli, vergide adaletsizliğin düzeltilmesi, taşeron işçiliğin bitirilmesi ve hayat pahalılığı konularına dikkat çekti.
Gökhan Gedikli açıklamasında: “Bugün insanca yaşam ve çalışma şartlarını sağlama kavgasının verildiği, emeğin haklarının, barış ve özgürlük mücadelesinin sürdürüldüğü gündür.
Cennet vatanımın güzel insanları, Bugün coşkumuz çok yüksek, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, bir araya geldik ve emeğin bayramını layığıyla kutlayacağız. Diğer yandan yüreğimiz Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acısıyla yanmaya devam ediyor.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Şunu bilmenizi istiyorum ki TÜRK-İŞ ilk günden itibaren maddi ve manevi olarak depremden etkilenen vatandaşların yanın olmuştur. Bütün zor günlerde biz varız, Depremde biz varız… Yangında biz varız…Selde, yağmurda, heyelanda, karda, PANDEMİDE bütün zor günlerde BİZ VARIZ… Olmaya da devam edeceğiz. Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir.
Ailemizle birlikte, güven içinde, gelecek endişesi olmadan, huzurlu yaşamak istiyoruz.
Çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakmak istiyoruz. Kula kulluk etmeden, temel haklarımıza sahip çıkarak yaşamak istiyoruz. Sendikal örgütlenmemizde kısıtlama, yasaklama, engelleme istemiyoruz. Vergide ve ücrette adaletin sağlanmasını istiyoruz!
Bugün ne yazık ki emekçinin ücreti daha eline geçmeden tükeniyor. İşverenlerden, müteahhitlerden alınmayan, affedilen vergiler, işçinin ücretinden hiç vakit kaybetmeden kesiliyor. İşçiler vergi yükü altında eziliyor. Ocak ayında aldığımız maaşımızdan Mart ayında %20 ve Mayıs ayında ise %27 vergi kesintisi yapılarak toplamda maaşlarımızdan %12 daha fazla vergi kesiliyor. Soruyorum size bu hak mı, adalet mi? TÜRK-İŞ olarak bu konudaki taleplerimizi defalarca dile getirdik. Artık sabrımız tükendi. Bir an evvel gelir vergisi konusunda düzenleme yapılmasını, yüzde 15’te vergi oranının sabitlenmesini bekliyoruz. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını sağlayacak düzenlemeler hayata geçirilmeli, Vergi dilimleri arasındaki makas açılmalıdır. Gidin zenginden servet vergisi alın, evine ekmek götürmek için canını dişine takmış işçinin yakasını bırakın!
Asgari ücretin yoksulluk sınırının üstünde belirlenmesini istiyoruz. Ne yazık ki asgari ücret Ülkemizde artık geçim ücreti haline gelmiştir. Bugün Asgari ücret 17 Bin Lira. Siz işçiye yaşama diyorsunuz. Bu rakamla işçinin nefes alması bile mümkün değil. En düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olmalıdır. Şimdi de ekonomideki kötü yönetimin faturası işçiye ve emekliye çıkarılmaya çalışılıyor. Neymiş efendim işçiye emekçiye zam gelirse enflasyon artarmış. Yok öyle bir şey. Ama ne var biliyor musunuz, asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlar var. Bugün iki kişiden birisi asgari ücret ya da civarında gelir elde ediyor. Enflasyon yaratmaz korkmayın!!!
Ama şundan korkun, Bu meydandaki işçilerin öfkesinden korkun, Evine ekmek götüremeyen babanın öfkesinden korkun, Ay sonunu getiremeyen emeklilerden korkun bu hak ettiğimiz bir tablo değil. Kötü yönettiğiniz ekonominin faturasını bize kesmekten de vazgeçin. Bu ülkenin taşını toprağını satarak servet elde edenlerden tasarruf isteyin, onların harcamalarını kısın ki enflasyon artmasın!!!